……..

İnsanlar, insanlar, insanlar… Gülen insanlar, ağlayan insanlar, seven, sevişen, deliren, çay içen, sigarayı bırakan, baba olan, anne olan, evlenen, okuyan, çalışan insanlar. Herhangi birinizi, sadece bir tanenizi hatta bir tanenizin sadece bir tek ânını bütün benliğimde damarlarımda ve yürüdüğüm yollarda, bildiğimiz ve bilemediğimiz dünyada, dünyalarda duyumsamak, var olduğunuzu anlamak istiyorum. İnanmak istiyorum varlığınıza. Varlığınıza ve gerçekten sevdiğiniz zaman göz bebeklerinizin büyüdüğüne. Büyüdüğünüze ve büyüdükçe öldüğünüze… Herhangi bir şeyinize inanmak istiyorum sevgili insanlar. Bütün sonradan oluşmuş, oluşturulmuş ya da satın alınmış kimliklerinizin dışında hep doğduğunuz andaki ağlamanızı hala muhafaza ettiğinizi ve olur olmaz yerlerde gün yüzüne çıkaramadığınız için bahaneler aradığınız görmek istiyorum.

Göremiyorum sevgili insanlar. Bakıyorum, arıyorum, hatta korkuyorum, hasta oluyorum, şöyle bir dolaşıyorum, gündüz bakıyorum, gece bakıyorum, uyuyorum yazıp çizip siliyorum ve baştan yazıyorum fakat bir ânınızı dahi göremiyorum. İnanamıyorum sizlere, varlığınıza. Bir dünya görüyorum sadece. Bir dünya ki kuşlardan, çiçeklerden, denizlerden, kokulardan, oluşan bir dünya. Bunların hepsinden ve ölümden oluşan bir dünya.

Bağırmak istiyorum sevgili insanlar suratınıza karşı. Ensenizden, saçlarınızdan tutup geri çekmek istiyorum sizleri. Ölüyorsunuz ahmaklar nedir bu yaşamak diye fısıldamak kulaklarınıza ve sonrada bir tokat atmak istiyorum suratınıza. Siz ölünce var oluyorsunuz sevgili insanlar.

Öyleyse böylesine azimle  yaşamak niye?